Steve Jobs, Ünlü Animasyon Şirketi Pixar’ı İflasın Eşiğinden Nasıl Kurtarmıştı?
7 mins read

Steve Jobs, Ünlü Animasyon Şirketi Pixar’ı İflasın Eşiğinden Nasıl Kurtarmıştı?

Bir zamanlar sadece yazılım üreten bir şirket olan Graphic Group’u devralarak hepimizin bildiği Pixar’ı doğuran Jobs, şimdiyse bizlere animasyonla büyülü bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Günümüzde Pixar; sadece ekranlarımızı renklendirmiyor, yediden yetmişe herkesin kalplerine dokunuyor. Steve Jobs’ın bu büyülü dünyayı nasıl yarattığına bakınca onun sadece Apple’dan ibaret olmadığını anlayacaksınız.

Steve Jobs dendiği zaman akla ilk olarak Apple geliyor.

Hayatlarımızın ayrılmaz bir parçası hâline gelen iPhone’lar, MacBook’lar aklımıza ilk olarak Steve Jobs’ı getirse de onun bundan çok daha fazlasını yaptığını bilmek gerek. Çünkü bugün pek çok insan, Pixar’ın nasıl doğduğunu bilmiyor. 

Aslına bakarsanız Steve Jobs, animasyon filmleriyle tanınan medya şirketi Pixar’ı satın alarak baştan yaratıp bu alandaki kalfalık eserini ortaya koydu.

Pixar, başlangıçta Graphics Group adıyla bilinen ve Walt Disney Stüdyoları’nın alt markası olarak günümüzde büyük bir ün kazanan bir firma olarak kurulmuştu.

Pixar, 1979’da Lucasfilm’in bir parçası olarak kuruldu ve 1982’de Industrial Light & Magic ile çalışmaya başladı.

1986’da Steve Jobs, Graphic Group’un başındaki, Star Wars’u yaratan yönetmen George Lucas’a 5 milyon dolar ödeyerek ve şirkete 5 milyon dolar sermaye koyarak şirketi satın aldı.

Bu satın alma, o dönemde sadece animasyon yazılımları üreten bir şirketten çok daha fazlasını hedefleyen bir değişimi başlattı. Şirketin adını Pixar Animation Studios olarak değiştirdi ve yeni vizyonunu animasyon filmleri geliştirmek olarak belirledi. Peki bu hikâyeyi can alıcı yapan neydi?

Pixar, başlangıçta Steve’in güçlü bilgisayar üretme arzusuyla kurulmuştu. Fakat işler beklediği gibi gitmeyince beklentilerin altında ilgi gören ürünlerin reklamı için kısa animasyonlar yapmaya karar verdi. Bu çabaların bir ürünü olarak ortaya çıkan Luxo Jr. adlı kısa animasyon, Pixar’ın da logosu hâline geldi.

Şirket, ödüllü kısa animasyonlar yapmasına rağmen kâr elde etmekte zorlanıyordu.

Lawrence Levy

Pixar, donanım ve yazılım üretiminin yanı sıra kısa animasyon filmleri ve reklamlar da üretiyordu. Steve Jobs, her ay şirketin zararını karşılamak için kendi cebinden ödeme yapmak zorunda kalıyordu.

1985’ten 1994’e kadar bu durumu sürdürebildi ve toplamda 50 milyon dolar ödeme yapmıştı. 1994’te şirkete yeni bir soluk kazandırmak için finans müdürü olarak Lawrence Levy işe alındı.

Levy, henüz çıkmamış bir filmin birkaç dakikalık demosunu izlediğinde başta tereddütleri olsa da şirkete katılmaya karar verdi. Peki onu etkileyen şey neydi?

Andy adlı çocuğun odadan çıkmasıyla canlanan oyuncakların etkileyici görselliği, Lawrence’ı şaşırtan şey olmuştu. Film henüz yapım aşamasındayken demo, hatalı gölgeler ve ışıklandırmalara rağmen muhteşemdi.

Ancak Lawrence’ı etkileyen sadece demo değil, aynı zamanda ofiste çalışanların işi yapış biçimi oldu. Ofiste devasa aynalar bulunuyordu ve çalışanlar, animasyonları daha gerçekçi üretebilmek için aynalardan yararlanıyorlardı.

Jobs, zamanında “Pixar’ı masallar anlatan bir şirket yapmak için kurmadım” gibi ifadeler kullansa da şirketin dönüşümüne engel olamadı.

Lawrence Levy, Pixar’ın kâr elde etmesi için uzun metrajlı animasyon dışındaki tüm projelerin iptal edilmesi gerektiğini düşündü ve Steve’i bu konuda ikna etmeyi başardı.

Artık animasyonlar, kendi ürünlerinin reklamı olmaktan çıkıp Pixar’ın asıl işi hâline gelmişti. Şirket, yazılım şirketi olmaktan çıkıp tam anlamıyla bir animasyon şirketi oldu.

Her şey düzeldi sandıysanız yanıldınız, Levy için iki önemli sorun vardı: Pixar çalışanları neden Steve Jobs’tan nefret ediyordu ve yıllar önce yapılan korkunç Disney sözleşmesine nasıl izin verilmişti, Steve Jobs bu konuda nasıl bir karar almıştı?

Jobs, Pixar’ın zararını kişisel kaynaklarından karşılasa da şirket çalışanları arasında ona karşı bir korku vardı. Çalışanlar, Jobs’ın bir gün sıkılıp şirketi kapatabileceğini düşünüyorlardı çünkü onun istediği şey bu işi yapmak değildi. Bu tür çeşitli sorunlar nedeniyle Pixar ve Steve Jobs arasında bir duvar oluşsa da zamanla aşılmıştı.

Gelelim Disney ile olan ilişkisine…

Pixar, Disney’in bir numaralı rakibiydi. Sektördeki en büyük animasyon şirketi olan Disney, her filmin gişesinden sadece %10’luk bir payı Pixar’a vermeyi kabul etti.

Ayrıca filmlerin posterlerinde sadece Disney’in adının geçmesi şartını koştu. Disney aslında Pixar’ın getirdiği 3D animasyon teknolojisinin potansiyelini kendi pazarlarını tehdit edici buluyordu. Bu nedenle, Pixar’ın reklamını ücretsiz yapmak istemiyor ve kendi adını öne çıkarmayı tercih ediyordu.

Steve Jobs, Toy Story projesi için Disney ile yapılan anlaşmayı değiştirmeyi başardıktan sonra filmlerin gişesinden elde edilecek gelirin önemli bir kısmını Pixar’a kazandırmış oldu.

Ancak bu başarıyla birlikte Levy için başka bir sorun ortaya çıktı: Toy Story’nin gişe başarısı. Pixar’ın ayakta kalabilmesi için devasa bir gişe yapması gerekiyordu, zira Disney’nin bu konudaki deneyimi çok daha genişti.

2006’da şirket büyük başarı elde etmiş ve hisseleri yüksek bir değere ulaşmıştı.

Ancak sadece animasyon filmi yaparak bu başarıyı sürdürmek riskliydi. Bu nedenle ya şirketi farklı sektörlere açarak genişletmek ya da Disney’e satmak gibi iki seçenek kalıyordu geriye.

Jobs, kanserle mücadele etmesi ve Apple ile yoğun zaman harcaması nedeniyle şirketi büyütmek için yeterli zamanı bulamayacağını düşündüğünden Pixar’ı Disney’e satmaya karar verdi.

Pixar’ın satışı sırasında Steve Jobs’ın tek bir şartı vardı:Pixar’daki en küçük detayın bile kılına dokunmamaları.

Disney’in CEO’su Bob Iger, bu şartı kabul ederek Pixar’ın işleyişini değil, aynı zamanda kültürünü ve iş yapış şeklini Disney Animasyon Stüdyoları’na aktarmak istedi.

Bu sayede, Pixar’ın yöneticileri hem Pixar’ın hem de Disney Animasyon’un başında yer alarak Disney’e yeni bir animasyon şeklini öğrettiler.

Bu iş birliği sonucunda ortaya çıkan Frozen, Disney’in gişe rekorları kıran bir başyapıtı oldu.

Pixar’ın renkli dünyasında başlayan bu animasyon serüveni, Steve Jobs’ın sihirli dokunuşuyla dünyanın en büyük animasyon film stüdyolarından birine dönüştü. 

Kaynaklar:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir