Osmaniye Nişanı alan 107 yıllık şirket dünya devi oldu. 1 padişah, 27 başbakan gördü

Posted by

Anadolu Ajansı’nın (AA) Cumhuriyet’in 100. yılı dolayısıyla hazırladığı “Türkiye’nin Asırlık Şirketleri” temalı dosya haberin üçüncü bölümünde, 107 yıldır faaliyetlerini sürdüren Kozikoğlu’na yer verildi.

Ticari yaşamına tarım, un üretimi ve sektörünün genel ihtiyaçlarının karşılanmasıyla başlayan asırlık şirket, Türkiye’nin gelişen sanayisine ayak uydurarak faaliyet alanlarını geliştirdi.

Geçmişinde 1 padişah, 27 başbakan gören Yüzyıllık Markalar Derneği üyesi şirket, kazandığı bir asırlık tecrübeyle bugün 7 kıtada 42 ülkede ticari faaliyetlerini sürdürüyor.

HER ALANDA FAALİYETLERİ VAR

Kozikoğlu Rulman Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Cem Kozikoğlu, yaptığı açıklamada, “İlk zamanlarda özellikle, tarım, un üretimi ve sektörünün genel ihtiyaçlarından başlayarak ve Türkiye’nin sanayisi geliştikçe, bu gelişime ayak uydurup demir çelik, gıda, ambalaj, paketleme, tekstil, havacılık, gemicilik, robotik, sürdürülebilir enerji ve aklınıza gelebilecek tüm güç aktarım elemanları ihtiyacı olan makine üreticileri ve kullanıcıları ile çalışmaktayız.” diye konuştu.

Kozikoğlu, sanayi hizmetinden önce, Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde hayvancılık ve et tüccarlığı ile uğraşan en büyük dedelerinin faaliyetlerini önce İstanbul’a taşıdığını, sonrasında da Osmanlı sarayının et tedarikini yaparak “Lahm Müteahhitliği”ne kadar yükseldiğini, böylece zamanın nişan-ı iftiharının bir üst nişanı olan Osmaniye Nişanı’nı aldığını anlattı.

Sonrasında büyük dedesinin, un ticaretine başladığını ve Cumhuriyet tarihinin ilk un fabrikası olan Ankara Değirmencilik TAŞ’ı kurduğunu, ardından da İttihat Değirmencilik un fabrikasının uzun süre yönetim kurulu başkanlığını yaptığını dile getiren Kozikoğlu, geçmişine bakıldığında, 1 padişah, 27 başbakan, birçok ekonomik krizle değişim ve gelişimden tecrübe kazanmış bir şirket olduklarını söyledi.

“SUYUN KİMYASI DEĞİŞMEZ”

Kozikoğlu, “Bunlarla birlikte birçok afet de atlattık tabii. Fakat bizim ülkemiz ve milletimiz kuvvetlidir, birçok ülkeden beklemeyeceğiniz dayanıklılığı ve sürdürülebilirliği bizim ülkemiz her zaman başarmıştır. ‘Derisi kalın’ derler ya bizim ülkemizin insanının derisi kalındır, biz de şirketimizin derisini, kazandığımız tecrübelerle hep kalınlaştırmaya çalıştık.” dedi.

Kozikoğlu, Türkiye’nin 100 yılda ticari anlamda çok geliştiğini, bu gelişime ayak uydurmanın, rekabet edebilmenin çok kolay bir şey olmadığını vurguladı.

Eskiden işi bilenlerin yaptığını, şimdi para kazanmak isteyen herkesin her işi yapabileceğini düşündüğünü dile getiren Kozikoğlu, “Bu da maalesef piyasaya ve pazara en çok zarar verebilen durumlardan biridir. Geçirmiş olduğumuz onlarca tecrübelerimize ve takım arkadaşlarımıza güvenerek, biz doğru bildiğimiz yoldan sapmadan ilerliyoruz. Suyun kimyası değişmez ama farklı yerlerde farklı şekil alabilir. Biz de ticaretimizin ana yapısından ödün vermeden ve ilkelerimizden sapmadan farklı pazarlara göre yapılanabiliyor ve uyum sağlayabiliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“ANA MERKEZİMİZ KARAKÖY’DE”

Kozikoğlu, 100 yılı aşkındır devam eden faaliyetlerine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Karaköy Palas’tan Ömer Abid Han’a, oradan Muradiye Han’a birkaç sefer ofislerimiz ve depolarımız değişmiştir. Şimdi ise yine Karaköy’de, beynimiz diye de hitap edebileceğimiz ana merkezimiz var. Bu ofiste, satış ve lojistik ekibimizle muhasebe, AR-GE ve yönetim olarak faaliyetlerimize devam etmekteyiz.”

Kozikoğlu “Karaköy’de eskiden bazı sokaklara girmeye çekinirdiniz. Şimdi o sokaklardan sizleri çıkarmak istemeyecek kadar tarihi mekanlar içinde eğlence ve güzel restoranlarla doldu Karaköy. Ticaret yapan firmaların çeşitleri değişse bile hizmet ve gıda sektörü olarak şu an her geçen gün gelişen bir Karaköy var. Biz de tarihimize istinaden buradan kopamayan birkaç şirketten biri olarak, birçok esnafla da güzel dostluklarımızı devam ettirerek, ana faaliyetlerimizi Karaköy ofisimiz üzerinden gerçekleştiriyoruz” dedi.

Cem Kozikoğlu, sektörlerinde güven, hizmet, süreklilik kadar teknolojiye ve sanayiye ayak uydurabilmenin de önemli olduğunu belirterek, bazı ürünlerde teknolojinin sürekli değiştiğini söyledi.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Türkiye’nin bütün teknolojilere adapte olabilen ve uygulayabilen bir ülke olduğuna işaret eden Kozikoğlu, “Biz de bu konuda Türk sanayine verdiğimiz hizmetin her geçen gün bir önceki günden daha iyi olması hususunda hedefler kuruyor, araştırma geliştirmelerimizi bu yönde yapıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

“TÜRKİYEMİZ BİTMEYEN OKUL GİBİ”

Kozikoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Edindiğim kanaate göre, şayet ticaret yapmak konusunda istekliysen ülkemizde nerede ise her gün ticaret hakkında bir şey öğrenebilir ve tecrübe edinebilirsin. Türkiyemiz bitmeyen bir okul gibidir. Çok tez canlı olmadan, sağlamcı ama geç kalmadan da ilerleyebilmenin, fırsatları bu şekilde bulabilmenin önemini anlamak lazım. Bir hedefe giderken o yolun düz olmadığını, o inişlerin ve çıkışların olduğu noktalarda da birçok öğreti ve fırsat olduğunun motivasyonunu benimseyip, moral bozmadan, inanarak yola devam etmek gerekir. ‘New Generation’ diye bir tabir var, hiç bitmeyen yeni nesiller olacaktır. Bazı tecrübeler tabii ki transfer olacak ama bazıları da artık hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde o günün şartlarına uyarlanacak.”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir