Mehmet Hanifi GÜLEL
Küresel kozmetik pazarı hızlı büyümesini sürdürüyor. Dünya genelinde yaklaşık 750 milyar dolarlık bir hacmi bulunduğu tahmin edilen kozmetik pazarının sürükleyici ayağı ise; güzellik sektörü. 2023 verilerine göre; pazarın 450 milyar dolarını güzellik ve cilt bakımı oluşturuyor.
2031 yılına kadar güzellik sektörünün 663 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Pandemi ve ardı ardına gelen karantinalar sırasında güçlenen kişisel bakım arzusu, özellikle doğal güzellik ürünlerine olan ilgiyi artırırken, tek başına bu pazarın 2031 yılına kadar 256 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Doğal kozmetik içeriklerinin en büyük pazarı olan Çin’in, küresel talepteki artıştan önemli ölçüde faydalanacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de ise kozmetik sektörünün büyüklüğü yaklaşık 15 milyar dolara ulaşırken, doğal ürünlere olan talep hızla artıyor. Türkiye’de pazarın yüzde 80’ini kişisel bakım ürünleri, yüzde 20’sini ise makyaj ürünleri, parfümler ve diğer kozmetik ürünleri oluşturuyor.
Pazardaki büyüme sürerken yerli üreticiler, tüketicileri ithal ve kimyasal ürünlere karşı uyarıyor. Toplumda ithal kozmetik ürünlerine yönelik bir ilgi olduğunu söyleyen Acvit Kozmetik CEO’su İsmail Çetin, tüketicileri yerli ürünler kullanmaya davet etti. Birçok ithal üründeki kimyasal içeriklere dikkat çeken Çetin, kimyasal içerikli kozmetiklerin insan sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti. Türk kozmetik ürünlerinin doğallığıyla ön plana çıktığını ifade eden Çetin, “İthal ve kimyasal içerikli kozmetikler insan vücuduna oldukça fazla zarar veriyor.
Bu ürünlerin ekosistemi bozması, çevreye verdiği zararlar aşikârken, insan vücudunda başta saç dökülmeleri, cilt tahribatları, cilt kanserleri her geçen gün katlanarak artırıyor. Ülkemizde artan cilt hastalıklarının en büyük sebeplerinin başında ithal ve kimyasal cilt ürünleri geliyor. Türkiye’de son 30 yılı ele alacak olursak, cilt sorunlarının artması dolayısı ile yaşlanma oranı ve saç dökülmesi kırsaldan kente çok bariz fark ediliyor. Çünkü kırsala göre kentlerde kozmetik kullanım oranı çok fazla yer alıyor” diye konuştu.
“Cilt sorunları hızlı bir şeklide artıyor”
Yaptıkları araştırmalar sonucunda son 33 yılda cilt sorunu yaşayan kişi sayısının her geçen gün daha da arttığını dile getiren Çetin, büyükşehirlerde 3 bin kişi üzerinden yaptıkları araştırmada son 33 yılda cilt sorunlarının hızlı bir şeklide artış gösterdiğini bildirdi.
Şehirlerde 1990 yılında cilt sorunu yaşayan ve çözüm arayanların oranı yüzde 31,5 iken, 2023 yılında bu oranın yüzde 150,5 artış ile yüzde 79’e çıktığını kaydeden Çetin, “Bu durum ithal ve kimyasal içeren kozmetik ürünlerinin ortaya koyduğu tablo olarak yer alıyor. Son 33 yılın saçla ilgili kısmını ele aldığımızda ise, 1990 yılında saç dökülme oranı yüzde 21 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 63,5’e yükselmiş ve yüzde 300,1 artış göstermiş” ifadelerini kullandı.
“Çok köpüren ve aromalı şampuanlara dikkat”
Doğal şampuanların saçlara zarar vermeden yıkadığını ve derisini beslemeye yardım ettiğini dile getiren Çetin, “Çok köpüren ve vücuda yağ gibi sıvanan şampuanların çok iyi olduğu sanılıyor. Aksine şampuanın bol köpürmesi saçı daha iyi temizleyeceği anlamına gelmiyor. Hatta tam aksine şampuanın bol köpürmesi, içeriğindeki zararlı kimyasal maddenin daha fazla olduğu manasına gelmektedir.
Doğal şampuanlar çok fazla köpürmeden de saçlara zarar vermeden yıkar ve derisini beslemeye yardım eder. Bu nedenle şampuan seçerken, çok köpüren, kokulu olanlar yerine, bitki özü bakımından zengin, ponifenollerle üretilen, doğal ve çevre dostu şampuanı tercih etmelerinde fayda var” dedi.