İçişleri Bakanlığı, Avustralya’da uyuşturucu kaçakçılığı iddiasıyla aranan, Komançero organize suç örgütünün kaçak lideri Hakan Ayık ve diğer 36 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Uluslararası organize suç çetesi ABD ve Yeni Zelanda makamları tarafından da soruşturuluyordu.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’daki operasyonlarda silahlı motosiklet çetesi Komançero’nun hedef alındığını söyledi. Çetenin küresel düzeyde uyuşturucu kaçakçılığı, ölüme sebebiyet verme, yağma ve kara para aklama suçlarını işlediği iddia ediliyor.
Avustralya’da “Facebook gangsteri” adıyla da bilinen Ayık, 10 yıldan uzun süredir “büyük miktarlarda uyuşturucu tedariki” suçlamasıyla, Avustralya‘nın New South Wales eyaletinin en çok arananlar listesineydi.
Amerikan Soruşturma Bürosu FBI daha sonra soyadını “Reis” diye değiştirdiği belirtilen Ayık’ın, son yıllarda FBI’ın yönettiği bir telefon uygulamasını kullanarak son yıllarda istemeden yüzlerce zanlının yakalanmasına yardımcı olduğunu söylüyor.
İçişleri Bakanı Yerlikaya, X platformunda yaptığı açıklamada, Ayık ve Duax Hohepa Ngakuru’nun en az geçen yıldan bu yana çeteyi yönettiğini belirtti. Bakan, Ayık’ın ABD ve Avustralya makamlarınca, gözaltına alınanlar arasındaki Ngakuru’nun da Yeni Zelanda makamlarınca arandığını belirtti.
Ayık, servetini ve lüks yaşamını Facebook’te sergileyerek kamuoyunun ve yetkililerin ilgisini çekmiş ve “Facebook gangsteri” lakabını almıştı.
Avustralya medyasında o dönem gösterilen videolarda Ayık, 300 bin dolarlık bir spor araba kullanıyor, elmaslı bir saat takıyor ve suç kariyerine atıfta bulunan şarkılar çalıyordu.
Avustralya Polisi, 2010’da bir eroin sevkiyatı nedeniyle Ayık’ın suç ortaklarını gözaltına aldı. Ayık, Hong Kong’a yaptığı seyahatten geri dönmeyince, Interpol bülteniyle aranmaya başlandı.
Kuzey Kıbrıs’ta bir süre tutuklu kaldı, ancak kefaletle serbest bırakıldıktan sonra ortadan kayboldu ve o zamandan bu yana Avustralya’nın en çok arananlar listesinde.
Avustralya Polisi, Ayık’ın yasa dışı faaliyetlerine ülke dışında yaşarken de devam ettiğini ve bazı suç ortaklarının yakalandığını belirtti.
Hatta Avustralya medyası 2021’de “Avustralya karteli” olarak bilinen ve birlikte çalışarak ülkeye her yıl 1,5 milyar dolar değerinde uyuşturucu üst düzey organize suç liderlerinden biri olduğunu iddia etmişti.
Avustralya medyası o dönem Yanık’ı Türkiye’de bulmuş ve servetini çeşitli işlere ve lüks semtlerdeki iki eve yatırdığını iddia etmişti.
Hakan Reis adını alan Ayık’ın Avustralya vatandaşlığını reddettiği, Hollandalı bir kadınla evlendiği ve iki çocuğu olduğu kaydedilmişti. Ayık’ın İstanbul’da Şişli semtinde bulunan Kings Cross otelinin de sahibi olduğu belirtiliyordu.
AN0M uygulaması
2021’de kamuoyuna açıklanan bir FBI soruşturmasıyla yapılan suçlamalara göre, Ayık An0m uygulamasının üç yöneticisinden biriydi ve uygulamanın organize suç dünyasında popülerleşmesinde etkili olan dört isim arasındaydı.
Kullanıcılar uygulamanın şifreli olduğunu düşünüyordu ama uygulama aslında yazışmaları takip eden FBI tarafından kontrol ediliyordu.
Avrupa Polis Teşkilatı (Europol) ile Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından 16 ülkede yürütülen ve bugüne kadarki en büyük polis operasyonlarından biri olan “Truva Kalkanı”nın, Hakan Ayık sayesinde ilerlediği ortaya çıkmıştı.
Hollanda medyasında yayımlanan Europol kaynaklı haberlere göre, FBI tarafından yönetilen operasyonda polis tarafından suç örgütlerine satılan An0m şifreli telefonlar, Hakan Ayık tarafından diğer suç örgütlerine tanıtıldı ve satıldı. Bu da, 16 ülke polisinin, suç örgütlerini kolayca takip etmesini sağladı.
Operasyona, polis tarafından suç örgütlerine satılan şifreli haberleşme hattı An0m sayesinde suçlulara ulaşılması nedeniyle, tarihteki Truva Atı’na atıfla “Truva Kalkanı” adı verildi.
Europol kaynaklarına göre polisin suçlulara satmayı başardığı şifreli hat, Hakan Ayık sayesinde yaygınlaştı.
Ayık, farkında olmadan polise yardım ederken, suç ortaklarını da tuzağa düşürdü.
Avustralya polisine göre Hakan Ayık, AnOm’un suç örgütleri arasında kullanılması konusundaki en etkili güçtü. Suç örgütlerine sızan sivil polislerin 2018 yılında satmaya başladığı şifreli telefonu ilk satın alanlardan biri Hakan Ayık oldu.
Yalnızca mesaj gönderip alabilen ve suçlular tarafından şifresinin asla kırılamadığına inanılan telefonun Ayık’ın eline geçmesinin ardından satışlar da arttı. Çünkü Hakan Ayık, kendi suç şebekesi içinde bol bol telefonun reklamını yaptı.
Telefon ve uygulama satışı
Avustralyalı yetkililere göre, bu durum polisin işini oldukça kolaylaştırdı.
Suç şebekesi içinde güvenilir bir kişi olan Ayık, polis tarafından izlenen şifreli telefonların yaygın şekilde satılmasını sağladı. Hatta, Ayık’ın bir süre sonra bizzat telefonun satışını yaparak bu işten ciddi gelir de elde ettiği bildiriliyor.
Hakan Ayık’ın “kefil olduğu” telefonlar, kısa sürede dünya çapında 9 bin kullanıcıya ulaştı. Şifreli haberleşme sistemi, 300 ayrı suç örgütü tarafından kullanılmaya başlandı.
Suç örgütlerinin, şifrelerinin kırılmayacağını düşünerek rahatça gönderip, aldıkları 27 milyon mesaj; İsveç, Avustralya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Kanada, Litvanya, Norveç, Yeni Zelanda, İskoçya, Birleşik Krallık, Almanya, Macaristan, Amerika Birleşik Devletleri ve Avusturya güvenlik birimleri tarafından okunmuştu.
Organize suç örgütlerine yönelik küresel operasyonda 800’den fazla kişi gözaltına alınmıştı.
Her ne kadar istemeden de olsa polise suç ortaklarının yakalanmasında yardımcı olsa da Ayık bu operasyon sırasında bulunamamıştı.